Erdoğan yeni anayasa yapabilir ya da anayasayı değiştirebilir mi?

23.05.2025 medyascope.tv

23 Mayıs 2025’te medyascope.tv'de yaptığım değerlendirmeyi yayına Gülden Özdemir hazırladı

Merhaba, iyi günler, iyi sabahlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni bir anayasa istiyor, ‘‘sivil anayasa’’ diyor. Bu, Türkiye'de öteden beri duyduğumuz bir kavram ama hiç de gerçekleşmedi. Yepyeni anayasa yapma konusunda çok girişim oldu, çok çağrı oldu ve bunlar özellikle AKP iktidarları boyunca oldu, fakat bu olmadı. Bunun yerine 12 Eylül Anayasası değişik vesilelerle değiştirildi, referandumla genellikle oldu bunlar. Ve şimdi Erdoğan tekrar ‘‘sivil anayasa’’ diyor. Hatta diyor ki, ‘‘Başbakanlığımız döneminde de yapmıştık bir çalışma, arkadaşları görevlendirdik’’ diyor. Macaristan dönüşü uçakta gazetecilere diyeyim yine hadi, hatırları kırılmasın, onlara anlatıyor. Ve CHP’ye diyor ki: ‘‘Gelin birlikte yapalım, bizlerle ortak müşterek bir sivil anayasa yapma yolculuğuna CHP çıkar mı?’’ Yani şimdi bu kadar her şey, Türkiye çok güzel, pembe, pespembe bir ülke, Cumhuriyet Halk Partisi ile AKP arasında hiç sorun yok, Erdoğan’la CHP arasında hiç sorun yok; Erdoğan diyor ki, ‘‘Ya gelin işte ne güzel sivil anayasa yapacağız.’’ Ekrem İmamoğlu içeride, belediye başkanları, ilçe belediye başkanları içeride, CHP’ye her gün bir kıskaç yapılmaya çalışılıyor ve hiçbir şey yokmuş gibi CHP’ye ‘‘gelin beraber yapalım’’ diyor. Ve özellikle de diyor ki, ‘‘Anayasanın ilk 4 maddesine kesinlikle dokunmayacağız.’’ Tamam, ama nedir bu yeni anayasanın özü? Bunu CHP’yle birlikte tartışıp yapmak. Bu olabilir mi? Normal şartlarda olur. Ama normal şartlarda olur; Türkiye normal bir ülke olursa, bu gerginlik giderse, mesela Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları tutuksuz yargılanmaya başlarsa belki o zaman bir şeyler olur. Ama tabii bir pazarlık olması lazım. Neyi değiştirmek istiyor AK Parti ya da Erdoğan? CHP buna ne kadar katılıyor, katılmıyor? Normal şartlarda baktığımız zaman AK Parti ile CHP’nin oyu, iki partinin oyu, tek başına Türkiye’de yeni bir anayasa yapmaya yetiyor. Nedir o şart? Üye tam sayısının üçte ikisi. 600 üye varsayılıyor. Normalde bugün 592 üye var; çünkü bir kısmı vefat etti, bir kısmı belediye başkanı seçildi, istifa etti. Ama hiç fark etmiyor, 600 baz alınıyor ve 400 oyla anayasa yapılabiliyor ya da anayasa değiştirilebiliyor. Şimdi anayasa değiştirmek konusu söz konusu değil şu anda. Erdoğan daha çok bir anayasa yapmaktan, yeni anayasa yapmaktan bahsediyor. Ama pekâlâ her an bir şekilde anayasa değişikliği, ‘‘Yeni anayasa yapamıyoruz — daha önce olduğu gibi — şuralarını değiştirelim’’ de olabilir. Ama esas olarak yeni anayasa diyelim, 400 oya ihtiyacı var yeni anayasanın. Bu 400 oy AKP-CHP birliği ile çıkabiliyor. Cumhur İttifakı’na baktığımız zaman, AKP, MHP, HÜDA PAR, DSP’ye baktığımız zaman 325 oy var. 8 bağımsız milletvekilinin bir kısmı verdi diyelim, yine yetmiyor. DEM Parti, bazıları iddia ediyor ya; ‘‘DEM Parti birtakım tavizler karşısında yeni anayasaya ‘evet’ diyecek’’, o da yetmiyor. O zaman ne gerekiyor? Yeni Yol yani Gelecek, DEVA, Saadet grubundan bazılarını çelmek, İYİ Parti'den bazılarını çelmek, Yeniden Refah Partisi’ni tekrar kazanmak (dört milletvekili var) gibi birtakım arayışlara girebilir Erdoğan, 400 oyu bulmak için. Yani hem Cumhur İttifakı’nda fire olmayacak, hem DEM Parti olacak ama yine de takviyeye ihtiyacı var. O da işte klasik milletvekili transferi gibi düzenlemeler. Bu arada şöyle bir husus var: Anayasayla ilgili oylamalar, değişiklik ya da yeni anayasa, gizli yapılıyor. Bu gizli yapılması Erdoğan’ın hem lehine hem aleyhine. Yani şöyle ki, pekâlâ başka partilerden birileri, partilerinden istifa etmeden de yeni anayasaya oy verebilirler. Fakat aynı şekilde, diyelim ki kendi partisinden, MHP’den ama onun da ötesinde, ben sanmıyorum ama diyelim ki DEM Parti’yi ikna etti yeni anayasa için, DEM Parti’den de fireler çıkabilir, gizli oylama olduğu için. Gizli oylama olayını daha önce birtakım olaylarda, 1 Mart tezkeresinde mesela yaşadık. Erdoğan çok istemesine rağmen o tezkereyi geçirememişti. Şimdi burada böyle bir durum var. 400 oyu bulamazsa ne oluyor? 360-399 arası, yani o zaman ne oluyor? Üçte ikisi değil de 360-399 arası oy gelirse Meclis’te, o zaman referanduma gidiyor. Erdoğan daha önce referandumları kullandı, çok sevdi, çünkü bütün referandumlarda istediğini elde etti. Erdoğan bir anlamda referandumları kendi meşruiyetini yeniden üretme aracı olarak gördü. Ama bu sefer öyle olabilir mi? 360’ı bulması daha kolay. 325 zaten var. Bir şekilde 35 tane daha milletvekili bulursa, mesela diyelim ki İYİ Parti’yi ikna edip, Yeniden Refah ve birkaç kişi ya da diyelim ki Yeni Yol grubunu ikna edip 360’ı bulabilir. Fakat bu sefer referanduma gidebilir mi? Bugünün Türkiye’sinde Erdoğan’ın istediği yeni bir anayasanın referanduma gitmesi halinde kazanma ihtimali sizce ne kadar? Bence çok çok az, çok çok az. Bunu yapabilmesi için çok inandırıcı, çok cazip birtakım şeyleri olması lazım. Ama diyelim ki 360'ı bulmak için DEM Parti’yi yanına aldı ve DEM Parti'nin hoşuna gidebilecek birtakım düzenlemeleri de anayasaya koydu ve bu anayasa referanduma gidiyor. Orada çarşı çok kötü karışabilir. Dolayısıyla o kadar kolay değil. Erdoğan'ın CHP telaffuzunun hiç boşuna olduğunu düşünmüyorum. Yani, ‘‘Ben söyleyeyim ama nasıl olsa gelmez, ben bir şekilde yolunu yaparım’’ değil; sanki bir çıkış için CHP'ye el uzatmak istiyor gibi geldi bana. Tabii yine “uyduruyorsun”, “iyimserlik yapıyorsun” denebilir; iyimserlikle alakası yok. Çünkü tıkanmış bir sistem var. Erdoğan önünü göremiyor, CHP görüyor ama onlar da pek göremiyor. Çünkü Erdoğan’ın çok ciddi otoriter yetkileri var. Ama Erdoğan önünü göremiyor ve bir çıkış arıyor. Bu çıkışı yeni anayasa üzerinden belki — bir ara söyleniyordu biliyorsunuz, arada söyleniyor — yarı başkanlık gibi, parlamenter sisteme dönüş gibi arayışlar da olabilir. İşte yeni anayasa bunun için önemli. Belki bu çıkış için yeni anayasayı kullanabilir. Şunu unutmayın, o uçakta o sorular öyle rastgele sorulmuyor. Genellikle Erdoğan'ın istediği şeyler soruluyor. Erdoğan anayasa, ‘‘sivil anayasa’’ kendi tabiriyle, yeni anayasa konuşulmasını istiyor, bir gündem yaratmak istiyor. Onun tabii ki kafasındaki en ideal şey şu: Özgür Özel unutsun Ekrem İmamoğlu’nu, bıraksın onu, kendisiyle bir alanda birlikte bir şeyler yapsın. Bu olmayacak. Sonuçta bir normalleşmeye, en azından tutuksuz yargılama gibi bir şeye geçilirse ve Ekrem İmamoğlu da doğrudan bu pazarlıklara, milletvekili olmamasına rağmen, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak bu pazarlıklara dahil olursa, orada işte Türkiye’nin yeni bir anayasa yapma ihtimali var. Toparlayayım: Erdoğan’ın 400 oya ihtiyacı var. 400 oyu CHP’ye rağmen bulması imkânsız değil ama çok zor. Yeni anayasayı referanduma götürmesi daha kolay, ama referandumdan istediği sonucu alması bence hiç muhtemel değil, çok zor. Dolayısıyla burada CHP ile bir ittifakı, ittifak derken iktidarı paylaşmak anlamında değil, ama sonraki Türkiye’yi birlikte şekillendirmede bir yakınlaşmayı zorlayacak, arayacak olabilir. Bunu yapmasının yolu da önce normalleşmeyi sağlaması, siyasetteki tansiyonu, kendi başlattığı, kendi yarattığı krizi kendisinin bitirmesi gerekiyor.
Bitirmeden... Biliyorsunuz artık yayınlarımı birisine ithaf ediyorum, bu üçüncü oluyor. Bunu arkadaşım Bülent Saka’ya ithaf etmek istiyorum. Bülent’i 15 yıl önce kaybettik, aynı yaştaydık, çok erken gitti. Benim cezaevi arkadaşımdı. Bir kenar mahallede büyümüş birisiydi, İstanbul’un kenar mahallelerinde büyümüş birisiydi; ama muazzam bir edebiyatçıydı, şairdi, tiyatro yazarıydı, deli dolu birisiydi ve erkenden aramızdan gitti maalesef. Onu hasretle ve hayırla anmak istiyorum ve bu yayını ona ithaf ediyorum. Onun çok ilgilendiği konular değil bunlar, değildi daha doğrusu, ama tabii ki siyasetle mecburen, bir solcu olduğu için ilgileniyordu. Bülent Saka’yı hayırla anıyorum. Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
01.06.2025 CHP siyasi iktidarın kızıştırmak istediği iç krizini tabanına başvurarak aşabilir
30.05.2025 Mehmet Baransu’yu hatırlıyor musunuz?
29.05.2025 Günümüz Türkiyesi’nde İslamcılık ve Kürtler
29.05.2025 DEM Parti’yi Cumhur İttifakı’na yamamaya çalışmanın anlamsızlığı
28.05.2025 AK Partililer niçin 19 Mart operasyonuna sahip çıkmıyor?
27.05.2025 Meral Danış Beştaş ile söyleşi: Çözüm süreciyle birlikte demokrasi de gelecek mi?
27.05.2025 Bana arkadaşını söyle…
26.05.2025 Erdoğan’ı Kılıçdaroğlu mu kurtaracak?
26.05.2025 Sahi nedir bu Kürt sorunu?
25.05.2025 Fethullahçılarla barışma mümkün mü?
01.06.2025 CHP siyasi iktidarın kızıştırmak istediği iç krizini tabanına başvurarak aşabilir
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı