Bugün Gazze için ne yaptın?

09.08.2025 medyascope.tv

9 Ağustos 2025’te medyascope.tv'de yaptığım değerlendirmeyi yayına Gülden Özdemir hazırladı

Merhaba, iyi günler, iyi hafta sonları. Bugün bu yayını yapmaya karar verdiğimde, yani başlık ‘‘Bugün Gazze için ne yaptın?’’ bilmiyordum ki bugün akşam namazından sonra İstanbul'da Filistin'e Destek Platformu "Gazze'ye Umut Işığı Ol" diye bir yürüyüş yapacakmış, Beyazıt'tan Ayasofya'ya. Tam da buna denk geldi. Bu, bildiğim kadarıyla, AK Parti iktidarına yakın çevrelerin düzenleyeceği bir yürüyüş. Daha önce de yapılmıştı. En önemlisi 7 Ekim 2023 saldırısının, Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısı ve İsrail'in Hamas'a yönelik cevabı ve Gazze halkına yönelik soykırımının başlamasından bir süre sonra, 28 Ekim'de İstanbul'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı'nın diğer üyeleri bir miting düzenlediler. Fatih Erbakan'ın katılmadığı bir mitingdi o. Katılması bekleniyordu ama katılmadı. İstanbul'da Yeşilköy Havalimanı'nın eski yerinde yapılmıştı ve orada da izlemiştim. Bayağı kalabalık bir mitingdi. Daha sonra yine iktidara yakın bazı gruplar Galata Köprüsü'nün üzerinde bir gösteri düzenlediler. Değişik gruplar İstanbul'da İsrail Başkonsolosluğu ve İsrail Büyükelçiliği çevresinde birtakım eylemler yaptılar. Ve bir de tabii ki, onları sayayım mı bilmiyorum, Starbucks başta olmak üzere bir iki yere yönelik, Coca Cola'ya yönelik boykotlar yapıldı.
Onun dışında Türkiye'den Gazze konusunda hemen hemen hiçbir şey yapılmadı. Hemen hemen hiçbir şey yapılmadı. Bir kere sürekli bir hareketlilik olmadı. Geçtiğimiz günlerde Türkiye'deki Hizb-ut Tahrir örgütlenmesinin düzenlediği, başını çektiği ama başka grupların da kısmen katıldığı, Ankara'da AK Parti Genel Merkezi'nin etrafındaki bir protesto da var. Onu başka bir yere koymak lazım. Türkiye Gazze meselesini genellikle sözle geçirdi. İsrail'e yönelik olarak ülkeyi yönetenler sürekli bir şeyler söylediler, sert şeyler söylediler ama İsrail'le ticaretin sürdüğü ortaya çıktı. Önce yalanlanmak istendi, susturulmak istendi. Haberlerin yapılması engellenmek istendi ama engellenemedi. Sonra bir karar alındı, ‘‘ticaret durduruldu’’ dendi. Bu sefer de üçüncü ülkeler üzerinden ticaretin sürdüğü söylendi. Bir de tabii ki Azerbaycan'dan gelen, İsrail'e giden enerjinin Türkiye üzerinden geçmesi meselesi var. Ama buna karşılık dünyada, Batı dünyasında çok güçlü İsrail karşıtı ve Filistin yanlısı eylemler olduğunu görüyoruz. Onlara baktığımız zaman Türkiye'dekiler gerçekten çok zayıf kalıyor. Çok çok zayıf kalıyor. Batı'nın değişik yerlerinde, futbol maçlarında, başka etkinliklerde, konserlerde birtakım çok bilinen isimler açık açık İsrail'in yaptığını soykırım olarak gösterip çok ciddi direniş örnekleri sergiliyorlar. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde Trump yönetiminin gelmesiyle beraber bu direnişlere yönelik baskılar çok arttı, üniversite gençlerine ve üniversitelere yönelik olarak ama bitmek bilmiyor.
Sosyal medyada takip ettiğim bazı İslami şahsiyetler var, isimlerine gerek yok. Bunlar Allah için her gün bu batıdaki gösterileri paylaşıyorlar. Çok büyük bir coşkuyla paylaşıyorlar. Şurada şu oldu, İskoçya'da bu oldu, burada bu oldu… Ve bu yapılanların, Batı'da yapılanların hepsinin İsrail'de bir iz bıraktığını biliyoruz. Onları rahatsız ediyor. Çünkü Batı kamuoyunda bir Filistin yanlısı ve İsrail karşıtı bir şeyin çıkması onları birinci derecede rahatsız ediyor. Türkiye başta olmak üzere İslam ülkelerinden gelen tepkiler zaten normal olarak karşılandığı için çok da umurlarında olmayabilir. Ama buna rağmen, belki de bu yüzden, İslam dünyasında ve hadi diyelim ki diğer ülkeleri bırakalım, ülkemizde şu zamana kadar, yani iki yıla yaklaşacak neredeyse, ne yapıldı ne edildi Gazze için, bu soykırım ve şimdi işgal için? Tam bir işgal söz konusu. Zaten işgal var, fiilî bir işgal var. Şu anda kuzeydeki Gazze kentine yönelik olarak bir operasyon yapacak. Bir milyon kişinin kuzeyden taşınması söz konusu ve orada Hamas'a yönelik çok daha büyük operasyonlar olması söz konusu. Yeni katliamlar, zaten açlık var. Basına yönelik, sağlık çalışanlarına yönelik, uluslararası yardım kuruluşlarına yönelik saldırılar bitmek bilmiyor. Ve şimdi bir yeni aşamaya geçiyor İsrail ve dünya, birtakım tepkiler olmakla birlikte hiçbir şey yapmıyor, yapamıyor. ABD açık olmasa bile şu anlık bir şekilde bunu destekliyor.
Peki, tekrar Türkiye'ye dönelim. Türkiye ne yapıyor? Bence Türkiye bugüne kadar etkili hiçbir şey yapmadı. Hani bir şiir var ya, ‘‘Neler yapmadık ki şu vatan için? Kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik.’’ Türkiye'de nutuklar var, itirazlar var etkili olabilecek. Mesela en son Savunma Fuarı’nda İsrail'e mal tedarik ettiği bilinen şirketleri protesto etmek isteyen gençler yine gözaltına alındı. Benzer protestolarda az sayıda genç gerçekten cesurca şeyler yaptılar ve hemen gözaltına alındılar. Erdoğan protesto edildi, yine aynı şey oldu. Şu hâliyle baktığımız zaman resmî bir Filistin yanlılığı, Gazze yanlılığı var. Sivil alan büyük ölçüde iktidar tarafından kontrol edilmeye çalışılıyor ama sivil alanda iktidara rağmen bir şeyler yapmak isteyen insanlar, kimisi İslami hareketten, kimisi sosyalist hareketten, kimi zaman birlikte, kimi zaman ayrı ayrı, küçük ama İsrail'i olmasa bile Ankara'yı rahatsız edecek eylemler yapıyorlar.
Fakat baktığımız zaman yaşanan olayın vahametinin yanında Türkiye'de Filistin konusunda, Gazze konusunda gösterilen tepki neredeyse yok hükmünde. Bir de hiçbir şekilde Filistinlilerin, Gazzelilerin yarasına derman olabilecek şeyler değil. Bu, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak beni şahsen çok üzüyor. Gazze'ye birçok kez gittim gazeteci olarak. Orada ‘‘dünyanın en büyük açık hava hapishanesi’’ diye tabir edilir, ki doğrudur, buna tanık oldum. Orada, Gazze’de gazetecilik hayatımda benim çok önem verdiğim röportajlar da yaptım; Hamas liderinden tutun Hamas sözcülerine kadar, başka grupların temsilcilerine kadar. Gazze'ye kişisel olarak ayrı bir bağım var ve artık bu yaşananlar, bu çaresizlik beni gerçekten kahrediyor. Ama olay bu değil. Olay başka bir şey. Türkiye Cumhuriyeti devleti, ülke olarak Türkiye böyle bir krizde ne yapıp edip Filistinlilerin yanında olmalıydı. Askerî çözümler falan söylemiyorum. Türkiye geleneksel olarak İsrail'le bölgede iyi ilişkileri olan, ilişkisi olan bir ülkeydi ve Türkiye, İsrail'i, Suriye'yi, AK Parti döneminden bahsediyorum, barıştırmayı bile dile getirebiliyordu bir dönem. Ama şimdi geldiğimiz duruma bakın. Gerçekten çok acı. Ve şimdi işgal iyice başlayacak. Daha doğrusu var olan işgal daha da genişleyip kurumsallaşacak ve biz yine "İsrail hesabını verecek" gibi nutuklardan başka bir şey duyamayacağız. Neyse… Bu akşam bakalım kaç kişi toplanacak, nasıl sloganlar atılacak ve bu neyi ne kadar etkileyecek, açıkçası ben şüpheliyim.
Bu yayını Edward Said'e ithaf etmek istiyorum. Bir Filistinli Hristiyan. Annesi Lübnanlı bir Hristiyan, babası Filistinli bir Hristiyan. Dünyada, Filistinli deyince ilk akla gelen isimlerden birisi. Şu anda İsrail'e taş atıyor, bu meşhur fotoğrafı. Edward Said benim hayatımda çok önemli bir rol oynadı. Ben İslami hareketler çalışan bir gazeteci olarak onun ‘‘Oryantalizm’’ kitabından çok etkilendim, çok yararlandım. Eleştirenler var, katılmıyorum. O kitap gerçekten Doğu üzerine yapılan araştırmalarda bir dönüm noktasıydı. Bir diğer kitabı, o da çok çarpıcıydı benim için, ‘‘Haberlerin Ağında İslam’’ diye çevrilmişti Türkçeye, ince bir kitaptı. Edward Herman'la beraberdi yanılmıyorsam, şu anda emin değilim. Ya da tek başına kendisi yapmıştı. Çok etkileyici bir kitaptı. Medyanın, İslam söz konusu olduğunda, özellikle Batı medyasının nasıl ön yargılı, çarpıtıcı olduğunu gösteriyordu. Yıllar önce 1990'lı yılların başlarında New York'ta Edward Said'i piyano çalarken dinleme şansına eriştim. Her sene bir kadın piyanistle birlikte bir konser verirlermiş, denk gelmiştim ve onu bir şekilde izleme şansına ulaşmıştım uzaktan. Daha sonra kendisiyle İstanbul'da Metis Yayınları'nın güzel bir restoranda düzenlediği bir yemekte birlikte akşam yemeği yemiştik bir grup olarak ve orada kendisiyle tanışma şansına ve şerefine erişmiştim. Hâlâ benim için çok değerlidir. Edward Said, Filistin davasının ne kadar önemli olduğunu tüm dünyaya anlatan birisi. Ama Filistin davasının ötesinde Doğu’yu Batı'ya, Batı tarafından yani yeni sömürgecilik, postkolonyalizm, artık ne derseniz, bu dönemde Doğu’yu savunan, ama Batı'nın diliyle, Batı'nın anlayacağı şekilde savunan bir entelektüel olarak gerçekten çok tarihî bir yere sahiptir. Kendisi 2003'te hayatını kaybetti. Kendisini rahmetle, sevgiyle ve saygıyla anıyorum. Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
10.08.2025 Çanlar Fethullahçılar için çalıyor
10.08.2025 Berrin Sönmez’in kişisel başörtüsü protestosunun toplumsal anlamı
09.08.2025 Bugün Gazze için ne yaptın?
08.08.2025 Özgür Özel iktidarın surlarında gedikler açmaya çalışıyor
07.08.2025 Öcalan’ın istediği “Demokratik Suriye Birliği” ne derece gerçekçi?
06.08.2025 Kürtlerin onuru, Türklerin gururu
05.08.2025 Bereket üniversite diplomam yok!
05.08.2025 Merdan Yanardağ ''Ülkemizin uçurumdan yuvarlanmasına izin vermeyeceğiz'' bildirisini neden imzaladığını anlatıyor
04.08.2025 Orhan Bursalı değerlendirdi: CHP komisyonda ne yapmalı?
04.08.2025 CHP şaşırtmaya devam ediyor
10.08.2025 Çanlar Fethullahçılar için çalıyor
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı