Arınç: Doğruları yanlışlarını fazlasıyla telafi ediyor

18.11.2013 Vatan

Bülent Arınç’ın adını ilk kez 1980’li yılların ortalarında duydum. İstanbul’da tanıştığım Refah Partililer (RP) Arınç’ın hitabetini öve öve bitiremiyorlardı. Milli Görüş geleneğinde iyi hatipler çoktu ama o tarihlerde 40’lı yaşlarının başında olan Arınç "genç hatip" olarak daha popülerdi. Yıllar sonra kendisiyle tanıştığımda tipik bir Milli Görüşçü siyasetçi olduğunu düşünmüştüm; kısa süre sonra yanıldığımı anladım: Daha öğrenciliği sırasında Necmettin Erbakan’ın liderliğindeki harekete dahil olan, ona bağlanan; gençliğinin en parlak yıllarını onun çizgisine adayan Arınç, önlerinin tıkandığını gördüğü anda Hocasını uyarıp eleştirmeyi ve en son aşamada onu ve hareketini terk etmeyi bildi.
AKP’nin kuruluşunda çok sayıda eski Milli Görüşçünün bulunduğu doğrudur ama bunların içlerinde "en Milli Görüşçü" olarak tanımlanabilecek kişilerin başında Arınç geliyordu. Nitekim AKP-SP ayrışması öncesinde bölünmeyi engelleyebilecek az sayıdaki isimden biri Arınç’tı ve Erbakan’ın yeni kurulacak partinin başına onun gelmesini kabul etmesi halinde R. Tayyip Erdoğan liderliğindeki yenilikçi kanadın ayrı parti kuramayacağı, kursalar bile ana gövdeden çok büyük parça koparamayacakları düşünülüyordu. Fakat Erbakan bir kez daha Arınç’ın kaderini belirledi ve onu AKP’ye doğru itti.

Yanlışlar ve doğrular

Benden yaşça epey büyük olmasına rağmen "saygı" yerine "sevgi"den söz etmem saygısızlık olarak görülmesin ancak Bülent Arınç sevdiğim bir siyasetçidir. Bu sevgimi gizlemeye hiç çalışmadım ve bu yüzden, örneğin onun İslamcı damarının öne çıktığı kimi durumlarda söylediği bir söz, attığı bir adım nedeniyle kendi mahallemden tepkiler de aldım.
Özellikle AKP iktidarı döneminde Arınç’ın yanlış olduğunu düşündüğüm söz ve icraatı muhakkak oldu ancak doğrularının o yanlışları fazlasıyla telafi ettiği kanısındayım. Onun TBMM Başkanı iken Irak tezkeresinin geçmemesi için gösterdiği çabalar bile tek başına yeterli olabilir. Ama bu kadarla kaldığını sanmıyorum: Demokratikleşme, Kürt sorunu, temel hak ve özgürlükler gibi hayati konularda Arınç’ın genellikle pozitif tutumlar takındığına tanık olduk.

İlkeli ve vicdanlı

Arınç hakkında bir yazı yazıp "vicdan" kavramını hiç geçirmemek olacak şey değildir. Gerçekten de vicdanlı bir siyasetçidir Bülent Arınç. Bunu değişik vesilelerle gördük ancak tek bir örnek vermek istiyorum: O meslektaşlarımız Ahmet Şık ve Nedim Şener’in suçsuz yere içerde olduklarının farkındaydı ve birçok siyasetçi arkadaşlarımızdan vebalıymış gibi kaçarken o tahliyesinin ertesi günü Nedim’i arayıp geçmiş olsun dileklerini ve onların durumundan dolayı yaşadığı üzüntüyü belirtmişti.
Arınç’ın vicdanlı olmanın yanısıra günümüzün en ilkeli siyasetçilerinden biri olduğuna inanıyorum. Bunu son kızlı/erkekli tartışmasında net bir şekilde gördük. TRT Türk canlı yayınında Başbakan Erdoğan’a sitem ve eleştirilerini açık, net ve beklenenden sert bir şekilde dile getiren Arınç o günden bu yana herhangi bir geri adım atmadı. Tam tersine Başbakan’ın bu konuda bir yasal düzenlemeye gitme fikrinden caymasında onun bu çıkışının hayli etkisi oldu.
Lakin bunu "Arınç’ın zaferi" gibi takdim etmek de mümkün değil. Zaten o da partisini ve hükümeti daha fazla yıpratmamak için tartışmayı uzatmayıp önümüzdeki dönemde aday olmayacağını bir kez daha ilan etti. Bu yaptığını fedakârlık olarak nitelemek yanlış olmayacaktır.
Kaderlerini Başbakan’a endekslemiş olan bazı kişilerin son günlerde Arınç’ı değersiz ve önemsiz gösterme çabalarının herhangi bir anlamı ve sonucu olacağını sanmam. Bülent Bey, herşeye rağmen özgül ağırlığını artırarak siyasete veda edeceğe benziyor.
Umarım anılarını hiçbir otosansüre yönelmeden yazar/yazdırır da yakın tarihimizde doğru bildiğimiz yanlışları öğrenme imkanına kavuşuruz.

Ruşen Çakır - Bülent Arınç - 2005 Mayıs Şikago
Mayıs 2005 Şikago



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
25.05.2025 Fethullahçılarla barışma mümkün mü?
24.05.2025 Her şeye rağmen iyimser olmak ve iyimser kalmak
22.05.2025 Bir Süleymancı olmadığım kalmıştı
21.05.2025 Her kuşun eti yenmez!
19.05.2025 Erdoğan ile Bahçeli nerelerde birleşiyor, nerelerde ayrışıyor?
18.05.2025 İçinden geçtiğimiz süreci anlamak için faydalı bir kavram: ”Önleyici barış”
18.05.2025 Trump cihatçıları seviyor
18.05.2025 Hakkımdaki iftiralara karşı net yanıt
17.05.2025 Öcalan Erdoğan’ın her dediğini yapar mı?
16.05.2025 Nereden çıktı bu Süleymancılar?
25.05.2025 Fethullahçılarla barışma mümkün mü?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı