Merkez Nasıl Çöktü / 7 "Refah ‘Merkez’de Zorlanacak"

18.08.1996 Milliyet

RP’nin merkeze taşınmasında. merkez partilerinin iktidarda yıpranmışlığı belirleyici oldu. Şimdi de RP’nin rakipleri stratejilerini, siyasi iktidarın bu partiyi yıpratacağı öngörüsü üzerine temellendiriyorlar.
Ancak iktidar RP’ye rakipleri tarafından altın tepside sunulmadı. Merkez partilerinin örgütsel bölünmüşlüğüne karşı RP disiplinli bir parti yapısına sahipti. Merkez partilerinde “delegeler", RP’deyse “üyeler” öne çıkıyordu. Diğerleri seçmene somut vaatte bulunmakta zorlanırken, RP yeryüzü ve öbür dünya cennetini vadetti.
Aslında rakipleri de RP örgütünün kendi kendine çökeceğini düşünüyor.

REFAH BÖLÜNÜR MÜ?

RP’nin “U” dönüşleri, geleneksel tabanı ideolojik, ama daha çok ahlaki nedenlerle sarsıyor, ancak "RP’den radikal bir partinin kopacağı” tahminleri pek gerçekçi değil. Öte yandan Malatya'nın tanınmış radikal İslamcılarından biri “Şimdi biz bir parti kursak Hoca çok sevinir" diyerek olayın bir başka boyutuna dikkat çekiyor.
Zaten Erbakan’ın partisi üzerindeki mutlak hakimiyeti sürüyor. Ayrıca RP içinde muhtemel bir protesto hareketini, Erbakan’ı karşısına alarak örgütleyebilecek güçte ne bir akım ya da klik, ne de bir şahsiyet var. Bunu kısmen denemeye çalışan Hasan Mezarcı’nın durumu ortada.
Zaten kimsenin yıllarca emek verdiği partiyi, kendi deyimleriyle “Bir Çekiç Güç ya da İsrail yüzünden bırakıp gitmeye" niyeti yok. RP tabanı, bu konuları, tek başına iktidar olmadıkları, zamana ihtiyaç olduğu, ABD’den tavizler koparıldığı gibi gerekçelerle geçiştirmeye çalışıyor.
Konya’daki İttifak Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Seyyid Mehmet Boğa çok özlü konuşuyor: “Refah’ın inanmış tabanı sadece feveran eder. Kıkırdak dokudur, kırılmaz.”
Nitekim Erbakan’ın İran gezisi Refah çevrelerinde ısrarla “ABD’ye rağmen” yapılmış gibi gösteriliyor ve “emperyalizme gol atma” coşkusu içindeki RP'liler çoktan Çekiç Güç ve OHAL’in adını anmaz oldular.
Yine de bazı hassas iç konuların RP yönetimini epey zorladığı söylenebilir. Örneğin RP Ankara Milletvekili Hasman Hüseyin Ceylan “13 şeriatçı subay atıldı” haberini tekzip etti, ancak hemen ardından Yeni Şafak Gazetesi subayların isimlerini açıklayarak Ceylan’ı yalanladı.

"PROTESTANLAŞMA"

RP yalnızca İslamcıları tatmin etmek durumunda değil. Sistemden sosyo-ekonomik nedenlerle rahatsız olup bu partiye yönelen kesimlerin de birbirlerinden farklı, kimi zaman çelişik beklentileri var.
Bir yandan memur zammı, asgari ücretin artırılması, taban fiyatları ve gecekondu affı gibi uygulamalarla alt gelir gruplarının gönlünü büyük ölçüde almışa benzeyen Refahyol hükümeti diğer yandan kendine bağlı sermaye grupları oluşturmaya çalışıyor.
RP’nin, büyük sermayeye karşı 80’li yıllarda boy veren Anadolu sermayesini, TÜSİAD’a karşı TOBB ve MÜSİAD’ı çıkarma stratejisi Tansu Çiller tarafından da onaylanmış durumda. Turgut Özal döneminde “kara paralarını” yıkayarak palazlanan çoğu Güneydoğu kökenli yeni büyük sermayedarların da RP’ye açık destek verdiği görülüyor.
RP’nin siyasi merkezin liderliğine transferi, Türkiye’deki dindarların mevcut sosyo-ekonomik sisteme eklemlenmesi, diğer bir deyişle Turgut Özal’la başlayan bu sürecin tamamlanması anlamına geliyor.
Türkiye'de çağdaş İslamcı hareket 1960’larda, büyük ölçüde soldan etkilenmeyle oluşmuştu. 80’li yıllarda Özal’la birlikte kapitalizmin nimetlerinden daha fazla faydalanan dindarlar, bazı araştırmacıların saptamasıyla, “protestanlaştı”. Artık Türkiye’nin geniş bir “İslami sermayedar sınıfı” var ve bu sınıf mensupları İslam’la kapitalizmin nasıl bağdaştığını kanıtlamada birbirleriyle yarışıyor.
Örneğin Seyyid Mehmet Boğa şöyle konuşuyor: “Hanifi inanışına göre yeni olan şey haram olduğu kanıtlanıncaya kadar helaldir; fakat nedense Anadolu’da yeni bir şey helal olduğu kanıtlanana kadar haramdır düşüncesi hakim olmuştur. Bu birçok şeyin önünü yıllarca kesti. Hatta Osmanlı bile bundan battı. Harama helal demek kadar, helale haram demek de günahtır. Önce müslümanların İslamı öğrenmesi gerek.”
Yine Boğa, “Hani Amerika şeytandı? Şimdi Amerika ile nasıl anlaşırsınız gibi laflar saçmadır. Çünkü müslümanlık şeytanla yaşamaktır. Müslüman şeytanı yok edemez onunla mücadele eder” diyerek her türden reel politik uygulamaya şimdiden meşruiyet sunuyor.

TAYYİP FAKTÖRÜ

RP kitle partisi haline geldikçe parti içi dengeler ve gelenekler de sarsıntı geçiriyor. Örneğin bir süreden beri RP il kongrelerinde listeler yarışır oldu. Halbuki RP’de kongreler Siyasi Partiler Kanunu gereği formalite icabı yapılırdı. Buna göre, kongre öncesi Genel Merkez’den görevlendirilen kişiler parti örgütünü dinleyip başkan ve yönetim kurulunu dikte ederlerdi.
Nitekim Malatya ve Elazığ’a gelen Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tekdal Ankara’nın isteği dışında adayların çıkmasını engelleyemedi. Bunlardan Malatya’da Genel Merkez’in adayı kazandı, sorun çıkmadı; ancak Elazığ’da sürpriz oldu. Daha sonraki gelişmeler kimseyi şaşırtmadı: Elazığ örgütü feshedildi.
Bir zamanlar bazı yerlerde yönetim kurulu oluşturacak sayıda isim bulamayan, milletvekili adaylığı için çok az kişinin başvurduğu RP’de artık parti içinde yükselmek için büyük bir yarış başlamış durumda. Şimdiye kadar bu yarışta sonucu Genel Merkez, daha çok da Erbakan belirledi ve bu nedenle özellikle seçimlerin arifesinde RP içinde epey sorun çıktı. Bu sorunların daha fazla yaşanmaması ve bu yarışın kurallarının belirlenmesi için parti içi demokrasi mekanizmaları kurulup işletilmesi yolundaki talepler “İslami gerekçeler”le reddediliyor.
RP’ye yakın dönemde merkez sağdan yönelenler, bu partinin, birtakım vitrin düzenlemeleriyle “83 ruhu”nu sahiplenebileceğini düşünüyor. Refahyol’a zaten örtülü destek vermiş olan Korkut Özal, Abdülkadir Aksu, Ali Coşkun ve Cemil Çiçek gibi isimlerin ANAP’tan RP’ye geçmesi durumunda RP’ye iltihakların hızla artmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Merkez sağ kökenlilerin parti içinde güçlenmesi ihtimali RP’nin geleneksel tabanında “sisteme taviz” olarak görülüyor. İşin ilginci RP’yi daha da sağ bir çizgiye çekmek isteyenlerle, onun İslamcı çizgisinden taviz vermesine yanaşmayanlar, Erbakan sonrası süreç için Recep Tayyip Erdoğan’a epey sıcak bakıyorlar. Ancak RP içinde etkili bazı kesimlerin bir süredir Erdoğan’a pek sıcak bakmadığı, onun yükselişini engellemeye çalıştığı ileri sürülüyor.

* * *

Ersoy: “Aman kapitalistleşmeyelim”

Çorum’un RP’li Belediye Başkanı Arif Ersoy, ekonomi profesörü ve “Adil Düzen”i hazırlayan ekibin önde gelen isimlerinden biri. Ersoy, Refahyol hükümetine epey eleştirel yaklaşıyor:
“Ben müslümanların değil onların dünya görüşünün iş başına gelmesini istiyorum. Çünkü müslümanlar, kendilerine zıt bir sistemde iş başına gelirlerse zulüm çarkları daha iyi çalışır. Kötü sistemlerde iyiler de kötülüğe hizmet eder; çok çalışırlar, böylece sistemin yanlışları artar. ‘Biz daha dürüstüz’ demek, aslında ‘sistemi biz daha iyi çalıştırırız’ demektir.
“Bugün bazıları kapitalizmle uyumlu ayet arayışındalar ve işin ilginci buluyorlar da, daha doğrusu böyle yorumlayabilecekleri şeyleri çıkartıyorlar.
“Kapitalizmle Adil Düzen bir arada olmaz. Eğer RP kapitalizmle barışırsa üç sene içinde RP kalmaz, ya da kalan şeyi biz tanıyamayız. Şimdi uygulanan bir uzlaşma, revizyon programı, fakat bu program süreklilik kazanırsa tehlikeli olur. Metropollerde hayali düşmanlara saldırıyoruz: Rantiyeciler şimdi bizim de çevremizde.”

Ruşen Çakır – Kemal Can – Tanıl Bora

Haberin orjinal hali



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Merkez Nasıl Çöktü / 1 "RP’nin Yükselişi Sürüyor" 12.08.1996
2 Merkez Nasıl Çöktü / 2 "Taşranın Yükselen Öfkesi" 13.08.1996
3 Merkez Nasıl Çöktü / 3 "RP ‘Yumuşadıkça’ Kazanıyor" 14.08.1996
4 Merkez Nasıl Çöktü / 4 "RP’nin Gözü Ortadirekte" 15.08.1996
5 Merkez Nasıl Çöktü / 5 "Refah Belediyeleri de ''İşbitirici'' " 16.08.1996
6 Merkez Nasıl Çöktü / 6 "Özal’ın Kalesine Refah Bayrağı" 17.08.1996
7 Merkez Nasıl Çöktü / 7 "Refah ‘Merkez’de Zorlanacak" 18.08.1996

Son makaleler (10)
29.06.2025 Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nun birbirlerinden medet umması ne anlama geliyor?
28.06.2025 Kemal Kılıçdaroğlu mucizesi
27.06.2025 “Türkiye’de seçimle iktidar değişimi dönemi kapandı” mı gerçekten?
26.06.2025 Cübbeli olmak değil, Cübbeli kalmak zor
25.06.2025 Fatih Altaylı Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtladı: “İspanya’dayken AKP’li bazı dostlar arayıp ‘gelme tutuklayacaklar’ dedi, sinirlendim ve geldim”
25.06.2025 Bir hayal kırıklığı olarak Kemal Kılıçdaroğlu
24.06.2025 CHP oyun bozmaya devam ediyor
23.06.2025 Yanıbaşımızda ülkeler birbirleriyle, biz ülke olarak birbirimizle savaşıyoruz
22.06.2025 “Öcalan Kürtleri satıyor” koalisyonu
22.06.2025 Fatih Altaylı’nın tutuklanması bize neler söylüyor?
29.06.2025 Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nun birbirlerinden medet umması ne anlama geliyor?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı