Güneydoğu’da Seçimin Nabzı / 2 "Fazilet Yara Sarıyor"

22.09.1998 Milliyet

Güneydoğu’da HADEP’ten sonra hiç kuşkusuz en güçlü parti FP. Ancak bu partinin durumu şimdilik pek de iç açıcı görünmüyor. Geçmişte MSP ve RP için bir oy deposu işlevi gören bölgede FP henüz örgütlenmesini tamamlamış, kendi geleneksel tabanını dahi tam olarak kucaklayabilmiş değil. Geçmişte MSP ve RP dönemlerinde olduğu gibi günümüzde FP’nin bölgedeki teşkilatlarında sorunlar bitmek bilmiyor. Örneğin yıllardır bu bölgeden sorumlu olan Fehim Adak'ın kendi memleketi Mardin'in il başkan ve yardımcılarını bile parti tabanına kabullendirememiş olduğu söyleniyor.
Güneydoğu deyince akla Diyarbakır geliyor. 1991 seçimlerinde MÇP ve IDP ile ittifak yapılması üzerine RP’nin Diyarbakır örgütü neredeyse çökmüştü. Dört yıl sonraki seçimlerde de RP Genel Merkezi’nin atadığı milletvekili adaylarına öfke duyan partililer il merkezini günlerce işgal etmişti. Bugünkü FP teşkilatı her iki dönemin protestocularına kapıyı açmışa benziyor. Örneğin il başkan yardımcısı Necdet Öcal, sekiz yıllık küskünlükten sonra zamanında aynı gerekçeyle RP’den istifa etmiş olan Diyarbakır Milletvekili Haşim Haşimi'nin ısrarlarıyla FP’de görev kabul etmiş; “FP’den başka gidecek yerimiz yok" diyor.
FP Diyarbakır teşkilatı, genel merkezin vadettiği “parti içi demokrasi”ye ciddi bir biçimde inanıyor ve bunu istiyor. Diğer bir deyişle geçmişte olduğu gibi Ankara'nın önümüzdeki seçimlerde yine bir şeyler dayatması durumunda çok sert protestolarla karşılaşması şaşırtıcı olmayacaktır.

Bilgin’in bildiği

Ülke çapında belediyelerin faaliyetleri sayesinde güçlenen FP için Diyarbakır ciddi bir istisna. İl merkezindeki alt kademe belediyelerin RP’den seçilmiş üç başkan da makamını kaybetmiş durumda. Suriçi Belediye Başkanı Cemal Toptancı, başkanlık öncesi dönemde kesinleşmiş mahkûmiyeti olması sebebiyle görevden alındı. Bağlar Belediye Başkanı Ahmet Yağmur ile Yenişehir Belediye Başkanı Mehmet Güran ise yolsuzluk ve usulsüzlük suçlamalarından halen cezaevindeler.
Bu başkanlar hakkında seçilmelerinden belli bir süre sonra iddialar dile getirilmeye başlanmıştı; olaydan rahatsız olan bir kısım RP’linin başvurularına rağmen genel merkez herhangi bir yaptırımda bulunmamıştı. Bugün ise hiçbir FP’li tam bir gönül rahatlığıyla başkanları savunamıyor. Örneğin Necdet Öcal şöyle diyor: “Bunlar büyük ölçüde devletin kasıtından dolayıdır. Başkanların yüzde 10 ihmali varsa, yüzde 90 asılsız iddialardır."
FP’ye daha ciddi bir darbeyi Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Bilgin vurmuş. 1994 seçimlerini HADEP'in boykot etmesiyle bölgede birçok kent merkezinin belediyelerine konan RP, başta Erbakan olmak üzere, Bilgin’in faaliyetlerini yalnız Güneydoğu'da değil tüm Türkiye’de propaganda malzemesi olarak kullanmıştı.
Bölgenin en karizmatik politikacılarından olan Bilgin, Turgut Özal’a hayranlığını hiçbir zaman gizlemedi, fakat kendisini “1983 ANAP ruhu”nun taşıyıcısı ilan eden FP’ye katılmadı; üstelik ANAP’a geçeceği söylendi. Bu iddiayı da "Her yerden teklif geliyor" cevabıyla geçiştirdi. Gördüğümüz kadarıyla FP başta Diyarbakır olmak üzere, tüm bölgede Bilgin’e ciddi bir şekilde ihtiyaç duyuyor. Çünkü belediye hizmetlerinin yanı sıra Bilgin. FP’nin şu dönem tam aradığı tipte bir politikacı: Daha Refahyol iktidarı döneminde “askerler sivillerden daha demokrat” demesiyle ünlenen bu hukuk doçenti, ordu ve bürokrasiyle çok iyi ilişkiler içinde olduğuna sık sık vurgu yapıyor.
Ancak karizması, yaptığı işler ne olursa olsun son seçimlerde il merkezinde yüzde 60 civarında oy alan HADEP karşısında Bilgin’in şansı epey düşük. Bu nedenle kendisinin milletvekilliğini, hatta oradan da “GAP'tan sorumlu Devlet Bakanlığı”nı düşündüğü yorumları yapılıyor.

Kim daha mağdur?

FP’liler tüm Türkiye'de stratejilerini "halkımız mağdurdan, mazlumdan yanadır" önermesi üzerinde temellendiriyorlar. FP Mardin İl Başkanı Abdülvahap Adın, “Tek rakibimiz HADEP” diyor ve ekliyor “Onlarla mağduriyette de yarışıyoruz." Görüştüğümüz birçok FP'li, bu mağduriyet yarışında HADEP'in epey gerisinde kaldıklarını inkâr etmiyor, dolayısıyla "devlet bize haksızlık yaptı" söylemi Güneydoğu’da pek geçerli olmayacağa benziyor.
Peki FP seçimlerde bölge halkına ne vadedecek? Adın, "demokrasi, insan hakları ve özgürlükler" diyor, ancak bunu ayrıntılandırmasını istediğimizde hemen başörtüsü meselesine geliyor: “Devlet bölgemize istisna tanısın, yoksa kimse kızlarını okutmayacak..."
Diyarbakır, Mardin ve Batman’da FP’liler seçimlerde belediye faaliyetlerini ve Refahyol icraatını öne çıkaracaklarını söylüyorlar. FP Genel Başkanı Recai Kutan’ın bir ara sarfettiği "Kürt kimliği tanınsın" sözleri bölgedeki partilileri fazla heyecanlandırmamışa benziyor; çünkü kimse bir "Kürt sorunu"ndan söz etmiyor.
FP bölgede bir nevi dilsiz kalmış ki bundan pek şikâyetçi gözükmüyorlar. Diyarbakırlı bir FP yöneticisi ruh hallerini şöyle özetliyor: “RP iktidarda kalmış olsaydı yok olup gitmiştik. Sağolsunlar kurtardılar. Şimdi de bizim bir şey yapmamıza gerek yok. Bizim yerimize Vural Savaş çalışıyor, bizim yerimize Reha Muhtar, Ali Kırca konuşuyor..."

Haberin orjinal hali



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Güneydoğu’da Seçimin Nabzı / 1 "HADEP gözünü belediyelere dikti" 21.09.1998
2 Güneydoğu’da Seçimin Nabzı / 2 "Fazilet Yara Sarıyor" 22.09.1998
3 Güneydoğu’da Seçimin Nabzı / 3 "Aşiret Kıskacında Siyaset" 23.09.1998

Son makaleler (10)
05.05.2025 Sırrı Süreyya'yı gözyaşlarıyla uğurladık
04.05.2025 Kürtler bu iktidara niçin ve nasıl güvensin?
04.05.2025 Necati Özkan ile söyleşi: “Millet ile devletin karşı karşıya geldiği her durumda kazanan millet olur”
04.05.2025 Erdoğan 19 Mart gibi vahim bir hatayı neden yaptı?
03.05.2025 "Heybede duran büyük turplar" ne zaman dökülecek?
01.05.2025 Prof. Evren Balta ile söyleşi: Dünyada ve Türkiye'de otoriter rejimlerin geleceği
30.04.2025 Dalga dalga fiyasko
29.04.2025 Sahiden hepimiz aynı gemide miyiz?
29.04.2025 Zafer Partisi ve Ümit Özdağ realitesi
28.04.2025 Erdoğan saldırdıkça İmamoğlu kazanıyor
05.05.2025 Sırrı Süreyya'yı gözyaşlarıyla uğurladık
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı