İSLAMCILAR VE ATATÜRK 4: İslamcı - 2. Cumhuriyetçi işbirliği

01.12.1994 Milliyet

İSLAMCI - 2. CUMHURİYETÇİ İŞBİRLİĞİ
 
Refah Partisi MKYK üyesi Hasan Hüseyin Ceylan aynı zamanda üç ciltlik “Cumhuriyet Dönemi Din - Devlet İlişkileri” adlı kitabın da yazarı. Elindeki gazete kupüründen bir çırpıda uzun bir isim listesi okuyor:
“Fikriye Hanım, Kevser Hanım, Müjgan Hanım, Nadire Hanım, Hatice Hanım, Emine Hanım, Makbule Hanım, Latife Hanım, Nebile Hanım, Bulgar Kralı’nın kızlarından Dimitra Hanım, Yugoslavya’dan Nicolina Hanım, bir diplomatın kızı olan Elena Hanım ve Corinna Hanım."
Bu kadınların tümünün Atatürk’ün sevgilisi olduğunu hatırlatan Ceylan, “Bu yaşam tarzını, birey ve toplum olarak onaylamamız imkânsız” diyor. Ancak Ceylan, kelimenin bildik anlamıyla ‘‘Atatürk düşmanı” bir İslamcı profili çizmiyor. Ona göre “5 ayrı Atatürk” var ve özel hayatı onun “dördüncü” aşamasının temel özelliği.
Ceylan’a göre birinci Atatürk, “Sultan Vahdettin’in bizzat verdiği para, altın ve korumalarla Samsun’a çıkan” ve Kurtuluş Savaşı’na önderlik eden Mustafa Kemal'dir ve bu yönüyle tüm İslamcılar tarafından takdir edilmektedir.
Cumhuriyet sonrası devrimleri gerçekleştiren Atatürk’e ise eleştirel bir gözle bakan Ceylan, ulusal kalkınmacılığı hayata geçiren “üçüncü Atatürk”ü de takdir ettiklerini belirtiyor. Son olarak, 1937-38 arasının Atatürk’ün beşinci yönünü ortaya koyduğunu ileri süren Ceylan bu dönemi “pişmanlık aşaması” olarak tanımlıyor. Ceylan’ın iddiasına göre Atatürk, “İslam’dan uzaklaşmanın yanlışlığını görmüş ve tek parti yönetiminin İsmet İnönü eliyle bir ‘tiranlığa' doğru çevrildiği konusunda yakın çevresini uyarmış”tır.
 
2. CUMHURİYETÇİLER
 
Ceylan’ın “doğrularını alıp yanlışlarını reddetme” temelli yaklaşımı İslamcılarda uzun yıllar egemen olan Atatürk düşmanlığında son dönemde yaşanan yumuşamanın anahatlarını çiziyor. Her ne kadar Cemalettin Kaplan taraftarları gibi tahta silahlarla temsili Atatürk’leri kurşuna dizenler, onun kıyamet habercisi “Deccal” olduğunda ısrar edenler, fırsatını bulduklarında heykellerini tahrip eden İbda’cılar ve demeçleriyle, soru önergeleriyle, yasal ya da yasadışı yayınlarıyla ona yoğun bir şekilde saldıranlar varlıklarını sürdürse de İslamcı kesimin genelinde bu yumuşama eğilimi yaygınlaşıyor.
Bu yumuşamayı yalnızca İslamcıların sisteme daha fazla eklemlendikleriyle, iktidarla ilişkilerini ve iktidarın nimetlerinden istifade etmelerini garanti altına alma arzusuyla açıklamak mümkün değil. 1980 sonrası üniversite çevrelerinde yoğunluk kazanan resmi yakın tarihi sorgulayan çalışmaların, İslamcıların, Atatürk’e karşı körü körüne saldırgan bir tutumdan “bilimsel iddialı eleştirel” bir tutuma yönelttiği rahatlıkla söylenebilir.
Ceylan’ın şu sözleri bu durumu gözler önüne seriyor: “Haşan Mezarcı’nın söylediklerinin on kat fazlasını 'Paradigmanın İflası’ adlı kitabında Doç. Dr. Fikret Başkaya dile getirmiştir. Çok daha derinlikli boyutta Prof. Dr. Mete Tunçay ‘Türkiye’de Tek Parti Döneminin Kurulması’ kitabıyla ortaya koymuştur. Belki birkaç katı olarak İsmail Cem ‘Türkiye’de Gerikalmışlığın Tarihi’nde yazmıştır.” Nitekim Ceylan, "Atatürk’ün doğrularına doğru, eğrilerine eğri deme noktasında İslamcılarla II. Cumhuriyetçiler çakışmıştır, bir birleşme söz konusudur” derken, Nurcuların önemli gazetesi Yeni Asya’nın sahibi Mehmet Kutlular, “Türkiye’nin bugün bir milli mutabakata ihtiyacı vardır, ama bunun Atatürkçülük etrafında olamayacağı açıktır. Bu mutabakat, II. Cumhuriyetçilerin tezlerinin ıslahıyla mümkün olabilir” sözlerini ediyor.
“Atatürk’ün söyledikleriyle yaptıkları ayrıdır” diyen Kutlular şöyle devam ediyor: "Hürriyet demiş vermemiştir. Cumhuriyet demiş, kendi atadığı insanlarla yönetmiştir. Devrim yapmış millete hiç danışmamıştır.”
İslami kesimde Atatürk’e karşı antipatinin bulunduğunu doğrulayan Kutlular topu rakiplerine atıyor: “Bugün rahatsızlıklar varsa Atatürk’ü sevenler ellerini başlarına alıp araştırmalıdırlar. Bunu yapacak yerde ‘Atatürk düşmanlığı’ diye damgalıyorlar her şeyi.”
 
KÖRÜN FİLİ TARİFİ
Cumhuriyet döneminin Atatürk karşıtlığında başı çeken cemaatlerinden Nurcuların bu etkili ismi “Cumhuriyeti haşa Atatürk yaratmamış. Benim dinim 1400 sene önce cumhuriyeti getirmiş” diyor ve sözlerini ilginç bir şekilde noktalıyor:
"Bediüzzaman Saidi Nursi de tevhid -i tedrisattan yanaydı. Peki Türkiye’de ne yapıldı? Tedrisat birleştirildi ve din eğitimi tamamen ortadan kaldırıldı.”
“İslam’da itikadi bir kural var. Bir kişi hakkında 99 ihtimal küfre, yüzde bir imana delalet etse, o kimseyi küfürle itham edemezsiniz. Araştırmak lazım. Bazıları Mustafa Kemal için panteist, bazıları ateist, bazıları mason diyor. Bunların da delilleri var. Tıpkı körün fili tarifi gibi, ona neresinden yaklaşmışlarsa o şekilde ortaya koymuşlar. Mustafa Kemal ‘Ben dinsizim, paganım vs.’ demedikçe bu durum kendi lehine yorumlanır.”
RP’nin yayın organı Milli Gazete’nin başyazarı, yakın tarih üzerine çok sayıda kitabı bulunan ve bunların bazısı yüzünden 163. maddeden mahkûm olan Sadık Albayrak, İslamcıların Atatürk’e yaklaşımında nirengi noktasının onun imanı olduğunu belirtiyor.
Atatürk’ün, başta Balıkesir Zağnos Paşa Camii’ndeki ünlü hutbesi olmak üzere, değişik zaman ve yerde İslam’ı, Hz. Muhammed’i övücü sözlerine atıfta bulunan Albayrak, Dolmabahçe Sarayı’nda katafalkın önünde ailesi, subaylar ve bir kısım vatandaşın katılımıyla Atatürk’ün cenaze namazının kılındığını da anımsatıyor. “Kimin cenaze namazı kılınır?” diye sorup hemen ardından "Tabii ki müslümanlarm” yanıtını veren Albayrak, Atatürk’ün dindar olup olmadığı konusunda hüküm vermenin kendisine düşmediğini söyleyerek "Atatürk istismarcılarını” suçluyor: “Birtakım insanlar bu Atatürk bağnazlığından kurtulsalar, Mustafa Kemal’in Fatiha’ya layık olacağına inanırım ben. Ama densiz ve dinsizler Mustafa Kemal’i öyle bir konuma getirmiş ki, adam Kelime-i şehadetten, Fatiha’dan nasibini alamıyor.”
İslamcılar hiçbir şekilde Atatürk soyadını yakıştıramadıkları Mustafa Kemal’le ilişkilerini yoğun bir şekilde gözden geçiriyorlar. Ne var ki önyargılardan arınmış derinlikli, bilimsel çalışmaların İslamcı camiada etkisi henüz çok sınırlı. Ruhunu çağırarak, gizli güç ve misyonlar atfederek Atatürk’ü ulvileştirenlerle her türlü kötülük ve melanetten onu sorumlu tutanların egemenliği sürüyor.

Yazının orjinal hali




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 İSLAMCILAR VE ATATÜRK 1: Kaçar, şişedeki cini çıkardı 28.11.1994
2 İSLAMCILAR VE ATATÜRK 2: Atatürk yaşasaydı Refahçı olur muydu? 29.11.1994
3 İSLAMCILAR VE ATATÜRK 3: Adnan Hoca'nın mucizevi Atatürkçülüğü ! 30.11.1994
4 İSLAMCILAR VE ATATÜRK 4: İslamcı - 2. Cumhuriyetçi işbirliği 01.12.1994

Son makaleler (10)
22.06.2025 “Öcalan Kürtleri satıyor” koalisyonu
20.06.2025 Özel mi, Erdoğan mı? Kim daha önce pişman olacak?
19.06.2025 Öcalan niçin İsrail’in karşısında, Ankara’nın yanında?
18.06.2025 “İç cepheyi tahkim”e İmamoğlu, Demirtaş ve diğer siyasi tutsakları tahliye ederek başlayabilirsiniz
17.06.2025 Ekrem İmamoğlu’nun duruşu
16.06.2025 Nedir şu Fethullahçılardan çektiğim!
15.06.2025 Öcalan’ın İsrail ile, İsrail’in Öcalan ile ne alıp veremediği var?
15.06.2025 İran’ın yanında, rejiminin karşısında
14.06.2025 Erdoğan CHP’yi yeniden istediği kıvama getirebilir mi?
13.06.2025 Gaziosmanpaşa’nın gösterdiği AK Parti realitesi
22.06.2025 “Öcalan Kürtleri satıyor” koalisyonu
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı