Erdoğan ile Özel arasında Boeing polemiği: Kim haklı?

22.09.2025 medyascope.tv

22 Eylül 2025’te medyascope.tv'de yaptığım değerlendirmeyi yayına Gülden Özdemir hazırladı

Merhaba, iyi günler, iyi haftalar ve iyi sabahlar. Geçen hafta Özgür Özel ilk önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul’da Dolmabahçe’de Amerikan Başkanı Donald Trump’ın oğlu Donald Trump Jr.’la baş başa görüştüğünü söyledi. Pek bir ses çıkmadı. Bazı gazeteciler doğrulamaya kalktı ama iktidardan hiçbir açıklama gelmedi. Daha sonra Özgür Özel çıtayı biraz daha yukarı çıkardı ve Manisa’da, Turgutlu’da bu konuyu biraz daha açtı. Özgür Özel şöyle söyledi: ‘‘Bu, Trump’ın oğluyla gitmiş İstanbul’da gizli görüşme yapmış ve o görüşmede Amerika’daki seyahati sırasında Trump’tan randevu istemiş. Trump’ın oğlu demiş ki: “O günlerde olmaz, ayın 30’unda olsun. Git, bir hafta sonra gel. O bir hafta sonra olmaz, 8-9 Ekim’de olsun.” Ama karşılığında bir şey istiyorlar. Ya, bizim bu Trump’tan isteyeceğimiz bir tek şey olabilir, bir tek şey: İsrail, Filistin’deki katliamı durdursun. ‘‘Buna yüz verme, buna yol verme, mani ol buna’’, bunu söylemek varken, Trump’la bu konuyu görüşmeye gitmek varken bizimkinin, bakın nasıl görüşmeyi inkâr edemediyse, bunu da inkâr edemez. Trump’ın oğluna diyor ki: “Bana bir randevu ayarlarsanız Trump’la canlı yayında bütün dünyanın gözünün önünde Amerika’dan 300 tane Boeing uçağı almanın siparişinin sözünü veriyorum. Bu şartla görüşme ayarlamaya çalışın.”
Evet, şimdi burada bir-iki hususu açmakta yarar var. Erdoğan, Trump’la görüşmek istiyor. Neden görüşmek istiyor? Çünkü Amerikan başkanlarıyla görüşebilmek bir siyasetçi için çok önemli. Hem uluslararası alanda ama esas olarak da kendi kamuoyuna yönelik olarak dünyanın en büyük gücünün muhatap aldığı bir siyasetçi olduğunuzu kendinize göstermek istiyorsunuz. Erdoğan bunu başbakan olduğu, hatta başbakan olmadan önce siyasi yasaklıyken bile o zaman oğul Bush’la görüşmüştü. Daha yasaklı ama AK Parti genel başkanıyken, daha sonra da her vesileyle Amerikan başkanlarıyla görüştü, görüşmeye çalıştı. En son olarak Biden, Erdoğan’ı Beyaz Saray’da ağırlamadı. Tabii, görüşmelerin bir de şöyle boyutları var: Beyaz Saray’da ya da başka uluslararası toplantılarda Erdoğan için en önemli olan husus tabii ki görüşebildiği her yerde görüşmek ama özel olarak Beyaz Saray’da görüşmek. İşte göreve geldiği andan itibaren çok yakın dostu olduğunu söylediği Trump’la Beyaz Saray’da görüşmek ve arada geçen onca zamanı bir şekilde unutturmak istiyor. Yani Biden döneminde de görüşülmedi.
Bir diğer husus şu: Boeing meselesi. Neden Boeing? Çünkü Amerika Birleşik Devletleri’nde Trump bir süredir Boeing’leri pazarlamaya çalışıyor. Çünkü Boeing son yıllarda peş peşe yaşanan kazalar nedeniyle bayağı ciddi bir krize girmiş durumda ve o krizi atlatabilmesi için yeni siparişlere ihtiyacı var ve Trump da kendisine böyle bir misyon üstlenmiş durumda. Özellikle Körfez ülkelerine de bunu yapmaya çalışıyor. Türkiye de belli ki bunu bildiği için Erdoğan böyle bir şey söylüyor, Özgür Özel’in iddiasına göre. "Biz Boeing almayı taahhüt ederiz ve canlı yayında," diyor. Canlı yayın derken şunu kastediyor: Trump, Beyaz Saray’da artık konuklarını ağırladığı zaman genellikle böyle herkesin, bütün medyanın önünde konuşmalar yapıyor. Konuklarını da yaptırtıyor ve böyle bir canlı yayın var ve Erdoğan orada, Özgür Özel’in iddiasına göre, bu sözü herkesin önünde vermeyi taahhüt etmiş. Şimdi bu, olayın bir yönü. Türkiye’nin tabii başka sorunları da var ABD ile. Özellikle Özgür Özel’in söylediği Filistin meselesinde Ankara ile Washington arasında çok ciddi sorunlar var. Ama Özgür Özel esas olarak Erdoğan’ın Beyaz Saray’da ağırlanmak talebini ve bunun karşılığında da 300 Boeing önerisi getirdiğini, kime: Oğul Trump’a.
Sonra ne oldu? Sonra Erdoğan dün Amerika Birleşik Devletleri’ne giderken biliyorsunuz New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna katılacak. Amerika Birleşik Devletleri’ne giderken havaalanında kendisine Anadolu Ajansı’ndan Koray Taşdemir’den şu soruldu:

Koray Taşdemir: Efendim, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, sizin ABD Başkanı Donald Trump’ın oğluyla bir Gazze pazarlığı yaptığınızı öne sürdü. Sizin bu konudaki fikirlerinizi öğrenmek isteriz.
Recep Tayyip Erdoğan: Ne pazarlığı yapmışız?
Koray Taşdemir: Gazze, Gazze konusunda.
Recep Tayyip Erdoğan: Gazze.
Koray Taşdemir: Evet, Gazze konusunda İstanbul’da kendisiyle görüşüp bir pazarlık yaptığınızı iddia etti.
Recep Tayyip Erdoğan: O da yanımızda mıydı? Siz inanmıyorsunuz bu tür şeylere, değil mi?
Koray Taşdemir: Biz size soruyoruz, efendim.
Recep Tayyip Erdoğan: Arkadaşlar, sağıra hakaret etmek istemem de sağır duymaz, uydurur. Bu adam da durmadan böyle uydurup duruyor. Buna partimizin sözcüsü gereken cevabı en güzel şekliyle verdi ve bizler de ilk fırsatta çok daha geniş manada gereken cevabı vereceğiz. Bizler uçak alımlarını filan Özgür Özel’e sorarak bugüne kadar yapmadık ve yapmayız. Zaten bu işlerden de anlamaz. Onun kıratı değildir. Dolayısıyla biz Sayın Trump’la herhangi bir alışveriş Türkiye-Amerika arasında yapacak olursak, bunu zaten oğluyla yapmamıza gerek yok. Trump’ın bizzat kendisiyle yaparız.
Koray Taşdemir: Teşekkürler, efendim. Sağ olun.

Evet. Dedi ki: ‘‘Oğluyla konuşmamıza gerek yok. Özgür Özel sağır duymaz, uydurur.’’ Normalde çok daha sert, çok daha alaycı bir şeyler beklenirdi Erdoğan’dan böyle bir iddia karşısında. Çünkü Trump’ın oğluyla baş başa görüşüyor ve Özgür Özel buradan birtakım detaylar anlatıyor. ‘‘O orada mıymış?’’ diye sordu Erdoğan. Değil tabii ki ama kendinden çok emin bir şekilde anlattı. Erdoğan bunu yalanladı ama bu yalanlamanın ürkek bir yalanlama olduğunu özellikle söylemek istiyorum. Zira Trump, Özgür Özel’in Boeing açıklamasından kısa bir süre sonra kendisinin sosyal medya şirketinden yaptığı bir açıklamada dedi ki: ‘‘Evet dostum Erdoğan’ı ağırlayacağım 25 Eylül’de.’’ Demek ki anlaşılmış. ‘‘Kendisiyle birtakım askeri konularda anlaşma yapacağız. Geniş kapsamlı, geniş çaplı Boeing uçakları satışını konuşacağız. Ayrıca F-16 ve F-35’leri konuşacağız,’’ dedi. Şimdi herhangi başka bir Amerikan başkanı olsaydı ya da herhangi başka bir ülkenin yöneticisi olsaydı böyle bir açıklama yapmazdı. Çünkü Türkiye’de iç siyaset malzemesi olmuş bir konu var. Ana muhalefet lideri diyor ki ‘‘Boeing sözü verdi. Bunu açıklayacak eğer Beyaz Saray’a giderse.’’ Ve Trump da Özgür Özel’in hemen ardından onu doğrularcasına diyor ki: "Erdoğan’ı ağırlıyorum. F-16, F-35 ama geniş, çok sayıda Boeing uçağı satışını konuşacağız." diyor.
Şimdi işte burada öyle bir incelik var. Trump bambaşka bir siyasetçi. Devlet adamı diyelim ama ne derece devlet adamı? O ayrı bir tartışma konusu. Erdoğan onunla, onun anladığı dilden ilişki kuruyor. Nasıl yapıyor? Bire bir ilişki. Ya doğrudan kendisiyle ya da oğluyla konuşuyor ama bir şeyi hesaba katmıyor. Bunlar ortaya çıkıyor. İşte burada çok kritik bir soru var. Bence en önemli soru şu: Bu kapalı görüşmeyi kim Özgür Özel’e bu kadar detaylı bir şekilde verdi? İki tane seçenek var. Ya Erdoğan’ın tarafından birileri – ki çok az sayıda kişinin bildiğini düşünebiliriz – ya da Trump ya da Oğul Trump tarafından birileri. Her hâlükârda iki seçenekten hangisi olursa olsun bu Erdoğan gibi bir siyasetçiyi yeterince öfkelendirecek bir olay. Sonuç olarak baktığımızda eğer Trump arada bu açıklamayı yapmamış olsaydı çok kolay bir şekilde ‘‘Özgür Özel uyduruyor’’ vesaire diyerek gidilebilecek bir şeydi. Şimdi tabii Boeing meselesine bakacağız. 300 mü 200 mü? Türk Hava Yolları alacak. Türk Hava Yolları’nın yaptığı açıklama şöyle: ‘‘Bu konuda görüşmelerimiz var ama henüz sonuçlanmadı.’’ diye kapıyı açık bırakmış ve anlaşıldığı kadarıyla Erdoğan nihayet Beyaz Saray’a gidecek ve tabii o 25’indeki Beyaz Saray’daki buluşma çok önemli olacak herkes için ve daha önce Beyaz Saray Oval Ofis’te yaşanan birtakım canlı yayın olaylarını da bildiğimiz için büyük bir merakla onu bekleyeceğiz, diyelim.
Bugünün ithafı bir tiyatrocuya, galiba ilk defa bir tiyatrocuya yapıyorum. Daha doğrusu tiyatrodan da geçmiş çok sinema oyuncusu oldu ama tiyatrocu olarak ilk ithafım diyelim Genco Erkal’a. Genco Erkal, Türk tiyatrosunun, özellikle politik tiyatronun en önde gelen isimlerinden biriydi. Geçen yıl kendisini kaybettik. Birçok tek kişilik oyunu çok kez oynadı ama aynı zamanda ‘‘Dostlar Tiyatrosu’’ diye bir olay yarattı. Dostlar Tiyatrosu benim için ve benim okuldan arkadaşlarım için çok önemli bir yer tutuyor. Biz çünkü Galatasaray Lisesi’nde okurken tiyatro kolundaydık ve bulabildiğimiz tüm tiyatrolara gidiyorduk ama en çok Dostlar Tiyatrosu’na gidiyorduk ve hatta o tarihlerde Dostlar Tiyatrosu abonelik gibi bir sistem yapmıştı. Ona abone de olmuştuk. Genco Erkal’la yıllar sonra tanışma ve kendisini Medyascope’ta ağırlama şansımız olmuştu. Gerçekten Türkiye’de tiyatro deyince akla ilk gelen isimlerden birisi. Kendisini saygı ve sevgiyle anıyorum. Evet, söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
28.09.2025 Bazı muhalif medya kuruluşları ve siyasetçilerin hiç tuhaf olmayan süreç karşıtlığı
27.09.2025 Trump’ın ipiyle kuyuya inilir mi?
26.09.2025 Trump’ın bahşettiği meşruiyetle nereye kadar gidilebilir?
24.09.2025 Cihatçılar ve Batı: Kim kimi kullandı, kullanıyor ve kullanacak?
22.09.2025 Süreç neden tıkandı? Önü nasıl açılabilir? Ahmet Yıldırım ile söyleşi
22.09.2025 Erdoğan ile Özel arasında Boeing polemiği: Kim haklı?
21.09.2025 AK Parti’de yaprak dökümü: İl başkanları niçin istifa ediyor?
21.09.2025 Sezgin Tanrıkulu: “Erdoğan bizi masadan, komisyondan kaldırmak için elinden geleni yapıyor”
20.09.2025 İmamoğlu “muhtar bile olamaz” mı?
19.09.2025 Ali Erbaş’ı nasıl bilirdiniz?
28.09.2025 Bazı muhalif medya kuruluşları ve siyasetçilerin hiç tuhaf olmayan süreç karşıtlığı
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı